Blog

Sümerpark’tan Denizli Horizon Garden’a Bir Yolculuk

Denizli, sanayi ve konut alanında hızla gelişirken, perakende gayrimenkulleriyle de dikkat çekiyor. Şehir, sadece büyümekle kalmıyor; alışveriş merkezi sektöründe farklı ve yenilikçi dönüşümlere de öncülük ediyor. Bu dönüşümün en çarpıcı örneklerinden biri; 2011’de kapılarını açan Sümerpark AVM’den, Türkiye’nin ilk AVM dönüşüm projesi olan Denizli Horizon Garden’a uzanan hikâye. Bu süreci beraber inceleyelim:

İzmir, Antalya ve Ankara karayollarının kesişim noktasında konumlanan Sümerpark, Türkiye’de kentsel dönüşüm (fabrikadan avmye) projelerinin ilklerinden biri olarak perakende dünyasına iddialı bir giriş yapmıştı. 80 mağazası, 48.000 metrekarelik arsa üzerinde neredeyse iki katı inşaat alanı ve 37.000 metrekarelik kiralanabilir alanıyla Denizli için önemli bir cazibe merkeziydi. Hipermarket, yapı market, gastronomi alanları ve çocuk oyun alanlarına ev sahipliği yapan Sümerpark, aynı zamanda açık ve kapalı alanları bir arada sunan mimarisiyle şehirde alışveriş deneyimini yeniden tanımlamıştı.

Ancak, bir alışveriş merkezini yalnızca büyüklüğü ya da konumu ile değerlendirmek yanlış olur. Zaman içinde ortaya çıkan bazı kritik eksiklikler, Sümerpark’ın rekabet gücünü zayıflattı. Üstü açık yapısı nedeniyle mikro iklim koşullarına uyumsuzluğu, tüketiciyi yönlendirme kabiliyetine sahip markaların eksikliği veya projeden çekilmeleri, branş kırılımındaki dengesizlikler ve yönetim / pazarlama stratejilerindeki yetersizlikler, merkezin cazibesini kaybetmesine neden oldu.

Öte yandan, tüketici alışkanlıklarının hızla değişiyor ve yeni nesil alışveriş deneyimlerine olan talebin artıyor olması da Sümerpark’ın olumsuz sürecini hızlandıran diğer faktörlerdi.

Bu değişimi öngöremeyen ya da ayak uyduramayan perakende destinasyonları için kaçınılmaz sonun yaklaştığı dönemdeyiz. Dönüşümün artık bir tercih değil, zorunluluk olduğu, yadsınamaz bir gerçek. Bu kabulle ve en önemlisi projenin sahiplik yapısındaki değişikliği de değerlendirerek WeConsult ve ALKAŞ iş birliğiyle hayata geçirilen kapsamlı yenileme ve dönüşüm projesi, Denizli Horizon Garden’ın doğuşuna ilham verdi.

Ana giriş optimizasyonu Ana giriş optimizasyonu

Fonksiyonel Planlama, ilk düşünceler Fonksiyonel Planlama, ilk düşünceler

Güncel tüketici taleplerinin değerlendirilmesi ve fonksiyonel planlama öncelik verdiğimiz unsurlar oldu. Aile eğlence alanının modifiye edilmesi, lokasyonunu değiştirmek suretiyle yeni markaların ve teras alanının eklendiği food court, ankor mağaza alanlarının yeniden kurgulanması, en güncel konseptleriyle ailelerin ve genç tüketicilerin tercih ettiği markaların yerleşimiyle Denizli Horizon Garden yeniden hayat buldu.

18 aylık dönüşüm sürecinde, inşaat, yeniden fonksiyonlandırma, kiralama ve pazarlama fonksiyonlarının eş zamanlı yürütülmesi, servis sağlayıcı olan bizler için zorlu ve keyifli bir serüvendi. Bu süreçte desteğini her an hissettiren yatırımcımız Pera Yatırım Holding ve tüm iş ortaklarımıza bir kez daha teşekkürlerimizi sunalım.

Türkiye’nin ilk AVM dönüşüm projesi olarak hayata geçirilen Denizli Horizon Garden, 16 Kasım’da kapılarını yenilenmiş konseptiyle açtı. Bu dönüşüm, işlevini yitirmiş veya rekabet gücünü kaybetmiş alışveriş merkezlerinin yeniden hayat bulmasına yönelik önemli bir model sunmakla birlikte, Denizli’de yeni nesil alışveriş deneyiminin merkezi olacak.

37.000 metrekarelik kiralanabilir alanıyla 70’e yakın mağazaya ev sahipliği yapan Horizon Garden, şu an sadece bir alışveriş noktası değil; sosyal yaşam, eğlence ve deneyim odaklı bir destinasyon olarak konumlanıyor. MediaMarkt, LC Waikiki, Boyner, Migros, MR DIY, Ebebek ve Evidea gibi güçlü ankor markalarıyla ziyaretçilerine geniş bir seçenek sunuyor. 

Sümerpark'tan Denizli Horizon Garden’a Bir Yolculuk

Horizon Garden’a İlham Veren Global Örnekler

Denizli Horizon Garden, Türkiye’deki ilk AVM dönüşüm projesi olarak dikkat çekerken, dünya genelinde alışveriş merkezlerinin yeniden yapılandırılmasına yönelik birçok modelden de ilham alıyor. Benzer dönüşümler, farklı şehirlerde, değişen tüketici beklentilerine ve perakende dünyasının evrimine uyum sağlamak için gerçekleştirildi.

Bunun en çarpıcı örneklerinden biri Barselona’daki La Maquinista. Başlangıçta açık hava konseptiyle inşa edilen bu alışveriş merkezi, yıllarca ziyaretçilerine özgün bir deneyim sundu. Ancak, değişen müşteri beklentileri ve mevsimsel koşulların getirdiği zorluklar, dönüşümü kaçınılmaz hale getirdi. Yapılan revizyonlarla açık hava alanlarının büyük bir kısmı kapatılarak modern, iklimlendirilebilir bir alışveriş deneyimi oluşturuldu. Bu sayede, ziyaretçiler hem açık hava atmosferini koruyan hem de kapalı alan konforu sunan yenilikçi bir alana kavuştu.

La Maquinista, Barselona (https://www.westfield.com/es/spain/lamaquinista) La Maquinista, Barselona (https://www.westfield.com/es/spain/lamaquinista)

Londra’daki Battersea Power Station, bu dönüşümlerin en etkileyici örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. 1930’larda inşa edilen ve yıllarca Londra’nın enerji ihtiyacını karşılayan bu devasa elektrik santrali, İngiliz endüstriyel mirasının en önemli simgelerinden biriydi. Ancak enerji sektöründeki değişimler ve küresel iklim tehditleri sonucunda işlevini yitirdi ve uzun yıllar âtıl kaldı.

2000’li yıllarda başlatılan kapsamlı renovasyon projesi, Battersea Power Station’ı Londra’nın en prestijli yaşam ve alışveriş merkezlerinden birine dönüştürdü. Bu süreçte tarihi yapının özgün mimari unsurları korunarak, iç mekanları modern bir yaşam alanına dönüştürüldü. Bugün Battersea Power Station; lüks markaların mağazalarından, üst düzey restoranlara, konutlardan ofislere ve kültürel etkinlik alanlarına kadar geniş bir kullanım sunarak Londra’nın en önemli sosyal cazibe merkezlerinden biri haline geldi.

Tarihi ve modern dokuyu kusursuz bir şekilde harmanlayan bu proje, işlevini yitirmiş yapıların nasıl yeni nesil bir yaşam alanına dönüşebileceğinin en etkileyici örneklerinden biri olarak gösteriliyor.

Battersea Power Station, Londra (https://batterseapowerstation.co.uk/) Battersea Power Station, Londra (https://batterseapowerstation.co.uk/)

Dünyada sanayi mirasının modern perakende ve sosyal alanlarla yeniden hayat bulduğu en çarpıcı projelerden biri, Polonya’nın Łódź kentindeki Manufaktura. 19. yüzyılda büyük bir tekstil fabrikası olarak inşa edilen bu kompleks, uzun yıllar Polonya’nın sanayi ekonomisinin temel taşlarından biri oldu. Ancak, endüstriyel üretimin azalmasıyla işlevini kaybetti ve zamanla çöküşün eşiğine geldi. 2000’li yılların başında başlatılan dönüşüm projesi, Manufaktura’yı sadece bir alışveriş merkezi olmanın ötesine taşıdı. Bugün burası; alışveriş, kültür, eğlence ve sosyal yaşam alanlarını bir araya getiren çok işlevli bir kompleks olarak hizmet veriyor. Proje kapsamında yalnızca mağazalar değil, müzeler, sinema salonları, restoranlar ve büyük etkinlik alanları oluşturularak şehrin kültürel ve sosyal yapısına yeni bir soluk kazandırıldı. 110.000 metrekarelik devasa alışveriş alanı ve tarihi dokusunu koruyan mimarisiyle, Manufaktura, hem yerel halk hem de turistler için büyük bir çekim merkezi haline geldi. Polonya’nın kültürel ve tarihsel mirasını yaşatan bu proje, endüstriyel alanların nasıl başarılı bir şekilde dönüştürülebileceğine dair ilham verici bir örnek sunuyor.

Tıpkı Horizon Garden gibi, Manufaktura da kullanım ömrünü tamamlamış alanların yeniden işlevlendirilmesiyle bir kentin kimliğini nasıl yeniden şekillendirebileceğini gösteren güçlü bir dönüşüm hikâyesi.

Manufaktura, Lodz, Polonya (https://en.manufaktura.com/) Manufaktura, Lodz, Polonya (https://en.manufaktura.com/)

La Maquinista, Battersea Power Station ve Manufaktura gibi örnekler, alışveriş merkezlerinin sadece ticaret alanları olmadığını, aynı zamanda sosyal yaşamın, kültürün ve modern şehir hayatının önemli birer parçası haline gelebileceğini kanıtlıyor. Bu projeler, perakende dünyasının dönüşen dinamiklerine nasıl adapte olunabileceğine dair güçlü birer ilham kaynağı niteliğinde.

Tıpkı bu uluslararası projeler gibi, Horizon Garden da dönüşümün yalnızca fiziksel bir yenileme değil, aynı zamanda bir vizyon olduğunu gösteriyor.

Ülkemizde mevcut 450’den fazla alışveriş merkezi binalarının yaklaşık %15’inin 15 yaşında ve üstü ve hiç yenileme yaşamamış olduğu gerçeğiyle; önümüzdeki dönemde, endüstrimiz adına dönüşüm projelerinin önem kazanacağını öngörüyoruz. Ülke ekonomimiz ve sosyal sorumluluk algımız paralelinde bu dönüşümlerin kamu nezlinde de yankı bulacağına inanıyoruz.